AKP’nin 2025 planı ne?
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

AKP’nin 2025 planı ne?

25.12.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Önce önemli haberi vereyim:

Suriye’de düzenli bir ordu yapılanmasının oluşması için Türkiye açık destek verecek. Buna göre, Milli Savunma Bakanlığı terörle mücadelede yetkin olan isimlerden bir danışman kadrosu kuracak. Türk danışman kadrosu Suriye’nin güvenlik ve savunma politikasına yön verecek. Bununla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri, yeniden yapılandırılacak Suriye ordusunun askeri eğitiminde aktif olarak rol alacak. Yani Somali’den Pakistan’a kadar birçok ülkeyle yaptığımız askeri işbirliğine Suriye de eklenecek.

Telefonda konuştuğum isim Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na çok yakın bir görevdeydi. Başka konuları konuşurken bu yukarıdaki haberi de paylaştı.   

Herkes gibi ben de aynı sorulara yanıt arıyorum:

1- Suriye’de denklemin değişmesinin Türkiye’deki iç politikaya yansımaları nasıl olacak?

2- Muhalefet cephesinde inanıldığı gibi sert bir dönem mi geliyor?

Yanıt için, iktidar cephesinden bilgisine ve geleceğe dair öngörülerine güvendiğim dört ayrı kaynak ile konuştum.

Devletin güvenlik kodlarını iyi bilen bir kaynağımın şu sözleri çarpıcıydı:

“Suriye için bir karar alındı. Gidebileceğimiz son noktaya kadar gideceğiz. Oradaki örgütlere silah bıraktıracağız. Bunun aksini iç politikaya yansıtmaya çalışanlar hukuku karşısında görecek.” Kuşku yok ki “hukuk” derken olası soruşturma ve gözaltı operasyonları kastediliyordu.

İktidar cephesi bu tavrı “milli politika” diye kavramlaştırıyordu. Devletin, bu politikaya karşı olanlara bakış açısını anlamak için şu sözler kritikti: “Suriye’deki projenin çökmesini İran ile İsrail istiyor. Bu bizim için çok net.” Daha da çarpıcısı, Suriye’de MİT ve Dışişleri’nin olduğu hatırlatılıp olası karşı politikalar 2014’teki MİT TIR’larının durdurulması süreciyle eş tutuluyordu. Görünen o ki AKP iktidarı Suriye konusunu “kırmızı çizgi” olarak belirledi. Keza, dünyaya da “Biz Suriye’de başarırsak siz de nefes alırsınız” mesajı verilmek isteniyordu.

AKP ERKEN SEÇİME NE ZAMAN GİDECEK? 

Gelin görün ki AKP içinde daha temkinli olanlar da yok değildi. Bir AKP milletvekili şunları söyledi telefonda:

“Suriye’de başarıyı çok erken ilan ettik. Benim bundan kaygım var. Çünkü, eskisi kadar etkin olmasa da bölgenin birçok aktörü var. Misal, Rusya... Rusya’nın Tartus Limanı’nı bırakması demek, Baltık Denizi’ne kadar gemi bağlayacak kıyı bulamaması demek. Sadece gemi bağlamak da değil, füze sistemleri de orada. Ya da İsrail bu kadar çabuk vazgeçecek mi? Sahi, biz gittik ve gerçekten kimse de bize bir şey söylemiyor mu? Unutmayalım ki Emevi Camisi’nde namaz kılmak demek o bölgede egemen olmak demekti, sadece iki rekât şükür namazı kılmak değildi.”

Lakin şurası bir gerçek ki AKP teşkilatlarında moraller yerindeydi. AKP yönetiminde de bulunmuş önemli bir isim şöyle özetliyordu parti içindeki havayı:

“AK Parti aşağı doğru gidiyordu. Bu iniş durdu, yavaş yavaş toparlanmaya ve bir miktar da yükselmeye başladı. Sadece kamuoyu yoklamalarıyla değil, sahada da biz bunu çok net gözlemleyebiliyoruz. Teşkilatlar moral buldu ve daha gayretle çalışıyorlar. Çünkü Suriye politikasından kaynaklanan bütün olumsuzluklar bir şekilde haneye yazıyordu. Bu da ağır bir basınç oluşturuyordu. Şimdi ise bu üzerimizdeki yük hafifledi. Özetle, AK Parti’nin yelkenleri şişmeye başladı bir miktar.”

Peki, iktidar bu pozitif süreci erken seçime taşır mı? Aynı kaynağım şerh koydu: “Ben ekonomiyle ilgili genel bir iyileşme olmadan erken seçime gidileceğini sanmıyorum. Çünkü Suriye rüzgârı da bir yere kadar... Daha fazla taşımaz...”

Konuştuğum AKP milletvekili de benzer sorunu hatırlatıyordu: “Vatandaşın asıl derdi geçinebilmek. Misal, kiralar çok yüksek... Benim milletvekili maaşım var çok şükür, lakin ben de üç sene öncesine kadar bin dolar muadilinde kira vermiyordum. Şimdi ise durum çok farklı.”

ÖCALAN İLE GÖRÜŞME NEDEN UZADI?

Hal böyleyken nasıl bir 2025 beklemeliyiz? Konuştuğum AKP’li kaynaklar ekonomi, yeni anayasa ve uluslararası politikalar üzerinde duruyor.

Bir kaynağım ise şöyle bir amaçtan söz etti: “Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek demokratik ve kuşatıcı adımları atacağımız yeni bir yıl olacak. Suriye’deki yönetim değişikliği bu imkânı fazlasıyla sunacak bir iklim koydu önümüze. Herkesi kucaklayan ve herkesin kendisi gibi kalarak kendini özgürce geliştirebileceği özgürlükçü, müreffeh ve kudretli bir devlet inşa etme kararı, ortak bir kararımızdır.”

Konu konuyu açtı, ben de MHP lideri Bahçeli’nin “Öcalan” çıkışında gelinen noktayı sordum. Görüşmelerimde şu ayrımın yapıldığını söylemem mümkün: “İmralı meselesi devletin değil Devlet Bey’in projesi. Belli ki Devlet Bey Suriye’deki gelişmelerden önceden haberdardı. Devlet projesi olsaydı sayın cumhurbaşkanının da her şeyden haberi olurdu. Altyapısı oluşturulurdu. Baksanıza, daha halen İmralı görüşmesi ayarlanamadı.”

Kürt meselesini yakından takip eden AKP’li kaynağım ise şu çarpıcı tespitte bulundu: Öcalan bu kez çok daha kararlı biçimde sayın Bahçeli’nin öngördüğü çağrıyı yaparsa hiç kimse şaşırmasın. Eğer İmralı’ya izin çıkarsa, Öcalan’ın bu konuda net bir tavır takınacağı ve söylenmesi gerekeni bu kez çok daha açık bir biçimde söyleyeceği anlamına gelir.”

Bu tez şu anlama geliyordu: “Muhtemel ki devletin ilgili kurumları Öcalan ile önceden görüştükten sonra DEM Parti’yi göndermek istiyor İmralı’ya... En azından, bir çerçeve hazır olsun isteniyor. Belki o ön görüşmelerde henüz mutabakat sağlanmadığı için DEM-İmralı buluşma tarihi uzamış olabilir.”

Lakin görüştüğüm bir AKP’linin şu sözünü de kayda geçirmem gerek: “Aslına bakılırsa Suriye’deki yeni denklem sonrası Devlet Bey’in projesinin bir anlamı kaldı mı, şüpheliyim.”

AKP milletvekili de farklı bir noktaya dikkat çekiyordu: “Belki de ben ahmak olabilirim ve anlamıyorum. Devlet Bahçeli’nin mutfağı, yani ekibi çok iyidir. Öyle ya, İmralı’dan Meclis’teki DEM’in grup toplantısına gelinmesine kadar kaç hukuki merhalesi var işin! Yeterince düşünülmeden söylenmiş bir çıkış gibi geliyor bu çağrı. Lakin, Demirtaş ile ikilik yaratma hamlesi ve sayın cumhurbaşkanının dördüncü dönemi için düşünülebilir.”

Son olarak kaynaklar bu meselede devletin bakışını ise şöyle özetliyor: “Devlet DEM’i PKK vesayetinden kurtarmak istiyor. Görüyoruz ki kendi kazandıkları belediyelerde bile söz sahibi değiller. Devlet bu konuda korkunç asılıyor ve asılacak.”

Yazarın Son Yazıları

TRT de mahkemeyi tanımadı

“Öncelikle belirtmek isterim ki görevimi layığı ile yerine getirerek savaş bölgelerinde, olağanüstü şartlarda TRT adına elde ettiğim başarılar sebebiyle Eğitim ve Araştırma Dairesi’nde görevlendirildim.

Devamını Oku
12.12.2025
CIA’nın şüpheci tavrı

The World Factbook’u bilenler bilir. CIA’nın resmi web sitesinde yer alan ve dünyadaki tüm ülkelere dair güncel verilerin yayımlandığı, kamuya açık bir veri havuzu.

Devamını Oku
10.12.2025
Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025